Erken Ergenlik-Genel Yaklaşımlar ve Radyolojinin Rolü

ERKEN ERGENLİK

Ergenlik çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Ergenlik döneminde görülen fiziksel ve hormonal değişiklikler, bedensel ve duygusal anlamda farklılıklar yaratır ve ortalama üç yıl sürer. Ergenlik bulgularının kız çocukta 8, erkek çocukta da 9 yaşından önce ortaya çıkması durumuna erken ergenlik denir.

Ergenlik kızlarda genellikle göğüslerin belirginleşmesiyle 10 ila10, 5 yaş civarında başlar. Yaklaşık iki yıl sonra ilk adet kanaması görülür. Ülkemizde yapılmış çalışmalarda ilk adet yaşının ortalaması 12, 5 olarak belirtilir.

Eğer bir kız çocuğunda 8  yaşından önce meme gelişimi veya genital bölge ya da koltuk altı tüylenmesi başlamışsa erken ergenlik; bu bulgular 13 yaşa dek gözlenmemişse veya 15 yaşına ulaşmasına karşın halen adet görmemişse gecikmiş ergenlik söz konusu olur.  Adet kanamasının 9,5 yaşından önce görülmesi ise erken menarş (erken adet kanaması) olarak tanımlanır.

Erkek çocuklarda ergenliğin ilk bulgusu ortalama 11, 5-12 yaş civarında görülen testis hacminde artış olup, bunu genital ve koltuk altı kıllanması izler. Erkek çocuklarda Türkiye’de ve Batı ülkelerinde yapılan güncel çalışmalarda ergenlik başlama yaşında değişiklik olmadığı ifade edilir.

Erken ergenlik için sınırın kızlarda 8, erkeklerde de 9 yaş olarak alınması klinik deneyim ve tanımlayıcı çalışmalara dayanır. Eğer erken ergenlik beyindeki hipofiz-hipotalamus bölgesinden kaynaklanan hormonlar ile ilgiliyse merkezi (santral), cinsiyet hormonları salgılayan organlarla (yumurtalıklar, böbrek üstü bezleri vs.) ilişkili ise periferal erken ergenlik olarak tanımlanır. Bu tanımlamaların ayrımı çocuk endokrinoloji doktorları tarafından, tahliller ve bir takım radyolojik tetkikler kullanılarak yapılır. Takipte tahlil ve tetkikler önemlidir.

Son yıllarda ergenliğin daha erken başladığı yönünde çeşitli görüşler bulunmakla birlikte; ülkemizde yapılan araştırmalar menstürasyon yaşı baz alındığında ergenlik yaşında erkene kayış olmadığını göstermektedir. Kızlarda 8-10.5 yaş arasında ve 8 yaşından önce meme gelişimi başlama sıklığında bir artış olsa bile bunun menstürasyon yaşını etkilemediği, bir hastalığa bağlı olmayan erken meme gelişimi ve/veya erken ergenlik durumlarında otomatik olarak boy kısalığı ve erken menstürasyon endişesi duymaya gerek olmadığını belirten çalışmalar da mevcuttur.

Erken ergenlikte; bedensel olarak genç bir yetişkin gibi görünen çocuklarda, toplum içerisinde çocuktan farklı bir davranış beklentisi doğabilir. Zamanından önce ergenliği yaşamak duygusal ve sosyal anlamda karışıklığa yol açabilir. Bununla birlikte; erken ergenlik son dönemde medya tarafından abartılı şekilde haberleştirilmekte; pek çok ailede özellikle annelerde gereksiz kaygıya neden olmaktadır. Erken ergenlik şüphesi klinik olarak mevcut ise; gerekli tahlil ve tetkikler neticesinde nihai karara varmak gerekir.

ERKEN ERGENLİKTE RADYOLOJİNİN ROLÜ

Erken ergenlik şüphesi olan çocuklarda ultrasonografi ile;

Kızlarda, rahim boyutları, rahmin gövdesi ile serviksin boyutlarının orantısal ölçümleri, yumurtalıkların hacmi ve rahmin iç tabakası olan endometriumun kalınlığı değerlendirilir. Bu ölçüm değerleri, hastanın kan tahlilleri ve klinik bulgular göz önünde bulundurularak çocuk endokrin doktorları tarafından yorumlanır.

Erkeklerde ise; testis hacimleri ölçülerek, yine gerekli tahlillerle birlikte yorumlanır.

Kız çocuklarda erken meme gelişimi varsa, lüzum halinde yüzeyel ultrasonografi ile değerlendirilebilir. Erkek çocuklarda jinekomasti halinde yine çocuk doktoru uygun görürse ultrasonografi ile değerlendirilebilir.

Çocuk hastanın klinik durumu, endokrinolojik kan tahlilleri ve ultrasonografik bulguları neticesinde, hipofiz bezinde adenom şüphesi oluşursa, hipofiz bezine yönelik MR tetkiki de önerilebilir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir